Devletin ciddi bir tehdit veya tehlike ile karşı karşıya olduğu durumlarda karşısında yürütme organı için adeta bir refleks olarak tanımlayabileceğimiz, tehdit veya tehlike karşısında yürütme mekanizmasının hızlandırıldığı, idarenin yetkilerinin kısmen genişlediği, yürütme organının işlemlerini, karar alma sürecini hızlandıran ve bu sayede tehdit veya tehlikenin daha çabuk bertaraf edilmesi için Anayasa da olağanüstü yönetim usulleri öngörülmüştür
1982 tarihli anayasamız iki çeşit olağanüstü yönetim usulü düzenlemiştir.
1- Olağanüstü Hal (Anayasa 119-121 md.)
2- Sıkıyönetim (Anayasa 122 md.)
1-Olağan Üstü Hal
Olağanüstü hal yönetimi usulünün amacı Anayasal düzeni korumak, olağan üstü halin ilanı sebeplerini ortadan kaldırmaktır.
Anayasamızda OHAL sebepleri iki ayrı madde de iki kısım halinde düzenlenmiştir.
a. 1.Kısım Ohal sebepleri
Tabi afet, tehlikeli salgın hastalık veya ağır ekonomik bunalım halleridir.
b. 2.Kısım Ohal sebepleri
Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması halleridir.
Her iki maddedeki sebeplerle OHAL, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu ilan edecektir, ancak 120. maddede sayılan sebeplerle Ohal ilan etmek için Milli Güvenlik kurulunun görüşü alınmalıdır. Bu görüş yürütmeyi bağlamaz ve istişari niteliktedir.
Anayasada belirtilen OHAL ilan sebeplerinin oluşup oluşmadığını Cumhubaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu takdir edecek ve oluşturduğuna kanaat getirildiğinde OHAL ilan edilecektir.
OHAL yurdun bir veya birden fazla bölgesinde yahut yurdun tamamında 6 ayı geçmemek üzere ilan edilebilir. OHAL illan kararı Cumhurbaşkanı, Başbakan ve tüm bakanlar tarafından imzalanması gereken bir Bakanlar Kurulu kararıdır. Bakanlar Kurulunun(Cumhurbaşkanı başkanlığında) OHAL ilanı kararı da diğer Bakanlar Kurulu
kararları gibi, Cumhurbaşkanı’nın iradesi sonradan eklenen bir unsur olmayıp OHAL ilan kararının oluşumunda kurucu ve asli bir iradedir.
OHAL ilanınına karar verildiğinde Resmi Gazatede yayımlanır ve hemen meclisin onayına sunulur. TBMM tatilde ise derhal toplantıya çağrılır. OHAL ilan kararı henüz meclisin onayına sunulmasa bile resmi gazetede yayımlanmasıyla yürülüğe girer ve hukuki sonuçlarını doğurmaya başlar.
OHAL ilan etme yetkisi yürütmeye aittir, ancak bu kararın onaylanması ve kaldırılma yetkisi TBMM’ye aittir. Meclis onay sırasında OHAL süresinin değiştirme yetkisine sahiptir.
İlan edilen OHAL süresinin bitmesi üzerine OHAL ilanı sebepleri devam ediyorsa Bakanlar Kurulu’nun istemi üzerine TBMM tarafından her defasında 4 ayı geçmemek üzere OHAL süresi uzatılabilir.
Ayrıca OHAL ilan kararı onay için TBMM’ye sunulduğunda TBMM’nin OHAL ilan kararını iptal yerini veya süresini değiştirerek onaylama yetkisi vardır. TBMM’nin onayına sunulan OHAL ilanı kararını kaldırması durumunda ilan edilmiş ve yürürlüğe girmiş olan OHAL ortadan kalkar.,
TBMM, OHAL iptal ve onaylama işlemlerini parlemento kararı ile gerçekleştirir. TBMM’nin onay kararı OHAL Uygulamasının hukuki dayanağını oluşturur.
OHAL ilanı ile birlikte olağanüstü halin gerektiği konularda Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu herhangi bir yetki kanununa ihtiyaç olmadan olağanüstü KHK çıkarma yetkisine sahip olur. Bu yetki 1982 Anayasası ile getirilmiştir. Cumhurbaşkanı Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu OHAL KHK’sı çıkarma yetkisini yetki kanunundan değil bizzat Anayasa’dan alır.
Olağan dönem KHK’ları anayasada yer alan haklardan yalnızca Sosyal ve Ekonomik Hak ve Ödevler ile ilgili düzenleme yapabiliyorken olağanüstü dönem KHK’ları ile Sosyal ve Ekonomik Hak ve Ödevler’in yanı sıra diğer anayasal haklardan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri siyasi hak ve ödevler hakkında da düzenleme yapılabilmektedir.
Yalnız OHAL KHK’ları ile bu haklarla ilgili düzenleme/sınırlama yapılırken Anayasa 15. maddesi göz önünde bulundurulmalı ve yapılan sınırlama hakkın özüne dokunmayacak şekilde olmalıdır. Ayrıca Anayasa Mahkemesinin bir kararında belirttiği üzere KHK ile yapılacak düzenleme olağanüstü durumun gerekli kıldığı bir konu olmalıdır.
Aslında olağanüstü dönem KHK’ları zannedildiği gibi yürütme organının keyfiyetine bırakılmış bir kurum değildir, çünkü OHAL KHK’larıda resmi gazetede yayımlandığı gün meclisin onayına sunulması zorunludur. Dolayısıyla yürütmenin kafasına göre hareket edemeyeceği bir alandır. Meclisin denetiminden geçecek ve yürürlükte kalabilmesi için TBMM tarafından onaylanması gerekecektir. iç tüzük Md. 128’e göre OHAL KHK’lar 30 gün içerisinde
meclis tarafından görüşülüp karara bağlanır.
Olağanüstü KHK’ların çok fazla eleştiri alan diğer bir özelliği ise bu KHK’ların karşı şekil ve esas bakımından anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkmesinde dava açılamamasıdır, fakat buradada gözden kaçan ayrıntılar vardır. Mesela OHAL KHK’lar meclisin denetiminden geçecek ve meclisin onaylaması ile kanunlaşacağı için, meclis tarafından onaylanıp kanunlaşınca Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi olacaktır. Anayasa Mahkemesi’nin denetim yasağı KHK’nın yayımlanması ile meclis tarafından onaylanması arasındaki zaman dilimi ile sınırlıdır, Öte yandan Anayasa Mahkemesi 1991 yılında vermiş olduğu iki karar neticesinde olağanüstü KHK’ların olağanüstü halin gerektirdiği bir düzenleme yapıp yapmadığı denetlemenin yolunu da açmıştır.
1-Vekâlet Nedir?
Vekâlet, bir kimsenin kendinden başkasını belirli bir iş için ya da özel bir iş için, kendi adına hareket edebilmesini sağlamak için verilen yetkidir. Yazılı olarak verilen vekâlete ise vekâletname denir.
2- Kimlere Vekâletname Verilebilir?
Genel anlamda vekâletname kişinin kendisini temsil etmesini istediğini fiil ehliyetine sahip kendisi dışında herkese verilebilir diyebiliriz. Ancak bazı belirli özel konularda vekâletname sadece kanunda sayılan kişilere verilebilir ya da kanunda sayılan kişilere verilemez.
Örneklendirilecek olursak, hukuki iş ve işlemler için dava açmak, takip yapmak, temlik (devir) vs. sadece avukatlar vasıtasıyla yapılabilecek işlerdendir. Bu konuda avukattan başkasına vekâletname verilemez.
Tam tersini örneklendirecek olursak, aralarında menfaat çatışması olan kişiler birbirlerini temsil edemezler. Mesela aralarında birbirlerine menfaat sağlayan ve hukuki ihtilaf yaratabilecek sözleşmeler bulunan kişiler, birbirlerine bu sözleşmeden kaynaklı durumlarda vekil olamazlar.
3-Vekâletname Nasıl Ve Nereden Çıkartılabilir?
Vekâletname ülkemizde yaşayan vatandaşlar için noterliklerden çıkartılabilir. Avukatın vekil tayin edilmesinde ise durum biraz farklıdır. Yine noterlikler vasıtasıyla avukat için vekâletname çıkabiliyorsa da, yargılaması görülen bir ceza davasında dosyada bulunanın beyanına dayalı olarak da vekil/müdafii belirlenebilir.
Yurt dışında bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ya da yabancı vatandaşlar için, bulundukları ülkelerdeki temsilciliklerimiz olan konsolosluklar vasıtasıyla doğrudan Türkiye’de geçerli bir vekâletname çıkartılabilir.
Bulundukları bölgede ya da ülkede konsolosluk bulunmayan vatandaşlar ise yaşadıkları ülkenin usulüne uygun olarak (bu mahkeme ya da noter kanalıyla olabiliyor) vekâletname çıkarabilirler, ancak bu şekilde çıkartılan vekâletnamelerin Türkiye’de geçerli olabilmesi için, tercümesinin yaptırılmış olması ve apostil şerhi gerekmektedir. Yeni uygulamalarla genellikle apostil işlemleri online yapılabilmektedir.
4-Vekâletnamenin İçeriği Ve Konusu Nedir?
Vekâletnamenin içeriği ve konusu çok geniş olabilir. Sonucu baştan yazmak gerekirse hangi iş ve işlem ile ilgili vekâletname vermek istiyorsanız vekâletnamenin konusu ve kapsamı da onunla sınırlı olabilir, ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, verilecek vekâletnamenin genel anlamda bir vekâletname ya da kapsamlı bir vekâletname olup olmamasıdır. Bu konuda kimlere hangi işlemler ile ilgili vekâlet verileceği konusuna çok dikkat edilmelidir.
Vekâletname konusunda daha fazla detaya girmeden makalemizin başlığında belirttiğimiz şekilde vekâletle taşınmaz satışı ve alımı konusunda vekâletname nasıl olmalıdır. Bundan bahsedelim.
Taşınmaz satış işleminde de; alım işleminde de vekâletname verirken belirtilmesi gereken ve dikkat edilmesi gereken konular şunlardır.
Burada en önemli husus vekâletnameyi kime verdiğinizdir. Vekâletname karşılıklı bir sözleşmedir aslında, sizin adınıza işlem yapacak kişinin güvendiğiniz bir kişi olması, belirttiğiniz işlemi eksiksiz bir şekilde yapacak donanıma sahip olması, denetlenebilir bir kimse olması çok önemlidir. Simsarlara, aracılara, tanımadığınız insanlara verilen vekâletnameler bu anlamda tehlikeli olabilmekte, hukuki ve cezai problemler yaratabilmektedir. Bu sebeple kamu görevlisi olarak bulunan ve hukuki sorumluluğu olan, yapılan işlemle ilgili hukuki bilgisi ve donanımı olan avukatların bu şekilde taşınmaz satışı ve alımında vekâletname ile yetkilendirilmesi hem satıcı hem alıcı açısından güvenilir bir yol olacaktır.
Bazı kişiler devamlı olarak taşınmaz alımı ve satışı gibi işlemler yaptığı için bu durumda verilecek vekâletnamelerde her seferinde yeni bir vekâletname çıkarmak için uğraşmak ve masraf yapmak yerine tek seferde bütün satış ve alım işlemler için tek vekâlet verebilir. Böyle bir durumda yukarıda bahsedildiği şekilde vekâletname süreli olmamalı, taşınmaz bilgileri, alıcı, satıcı ve satış bedeli yer almamalıdır. Sadece adınıza tüm taşınmazları ya da sınırlı bölgedeki taşınmazları alıp satabileceğine dair bir vekâletname verildiği belirtilmelidir.
5- Vekâletname İle Taşınmaz Satışı Ya Da Alımı Nasıl Yapılır?
Vekil olan kişi ile satıcı/alıcı kimlikleri ve vekâletnameleriyle birlikte taşınmazın bağlı bulunduğu tapu müdürlüğüne giderek taşınmaz satışı için randevu alırlar, randevu saatinden önce taşınmaz satış harcını tarafların yatırmış olması gerekmektedir. Daha sonra taraflar taşınmaz devri için imza atmak üzere tapu müdürlüğüne davet edilirler. İmzalar atıldıktan sonra taşınmaz devri gerçekleşmiş olur ve yeni tapu hazırlanarak taşınmazın yeni sahibine teslim edilir.
Av. Yunus İNCİ
İletişime Geçebilirsiniz